top of page

Yeşil Mutabakat ve Türk Denizcilik Sektörüne Etkisi: Hukuki ve Ekonomik Uyum Zorunluluğu

  • Yazarın fotoğrafı: Yaz Alibaşoğlu
    Yaz Alibaşoğlu
  • 2 Haz
  • 5 dakikada okunur

Yazan: Av. Yaz Alibaşoğlu | YAZ LEGAL STUDIO


Küresel Dalga, Yerel Etki


Avrupa Birliği’nin Emisyon Ticaret Sistemi (EU Emissions Trading System), 1 Ocak 2024’ten itibaren deniz taşımacılığı sektörünü kapsamaya başladı ve bayraktan bağımsız, rota bazlı olarak uygulanıyor.

 

Ticaret Bakanlığı tarafından açıklandığı üzere, artık diğer AB ETS sektörleri gibi denizcilik şirketlerinin de emisyonlarını aktif bir şekilde izlemeleri ve rapor edilen her ton sera gazı emisyonu için AB tahsisatlarını (EUA'lar) alıp teslim etmeleri gerekiyor. Bakanlık tarafından, bu geçiş sürecindeki sorunların en aza indirgenebilmesi adına tahsisat teslim yükümlülüklerinin, 2025 ile 2027 yılları arasında aşamalı olarak yürürlüğe sokulacağı açıklandı. Bu kapsamda, 2025 yılında denizcilik şirketleri tarafından, 2024 yılı için rapor edilen emisyonlarının %40'ına karşılık gelecek miktarda ilk EUA’ları 30 Eylül 2025 tarihine kadar teslim edilmesi gerekiyor. Görüldüğü üzere, 2025 yılına gelindiğinde sistemin ilk somut etkileri ortaya çıktı, cezalar uygulanmaya ve şirketlerin ticari itibarları zarar görmeye açık halde. Denizcilikte artık sadece performans değil, çevresel uyum ve sürdürülebilirlik stratejileri de rekabet avantajı sağlıyor.


Türkiye Cumhuriyeti gibi dış ticaretinde AB’nin ağırlığı yüksek olan ülkelerde, bu dönüşüm yalnızca çevreci bir zorunluluk değil; doğrudan maliyetleri, sigorta sözleşmelerini, finansmana erişimi ve hukuki sorumlulukları etkileyen bir parametre haline geldi.


Sözleşmeler Yeniden Yazılıyor


Taşıma, gemi kiralama, gemi inşası, tersane, liman işletmesi gibi denizcilik sözleşmelerinde yeni bir sayfa açılıyor. Eskiden yalnızca teknik veya ticari konuların yer aldığı sözleşmelere artık “çevresel yükümlülükler”, “emisyon maliyet paylaşımı”, “yeşil sertifika zorunluluğu” gibi maddeler giriyor.


Denizcilik sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin bu sözleşmeleri gözden geçirmemesi halinde, ek maliyetlerin taraflar arasında ihtilaf yaratması, sözleşme ihlali nedeniyle tazminat yükümlülükleri, gemi kiralamalarında uygunluk sorumluluğunun net olmaması gibi risklerle karşılaşmaları kaçınılmaz olacaktır: 


Örneğin, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ve Denizcilik MRV (Monitoring, Reporting and Verification) düzenlemeleri çerçevesinde, belirli bir geminin emisyonlarına ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmesinden sorumlu taraf, geminin kayıtlı sahibi (Registered Owner – RO) ya da Uluslararası Güvenlik Yönetimi (ISM) Kodu kapsamında atanmış olan ISM Şirketi olabilir. Taraflar, hangi kurumun veya kişinin bu yükümlülüğü üstleneceği konusunda açık bir mutabakata varmalıdır. Ancak böyle bir karar alınmadığı takdirde, düzenlemeler uyarınca varsayılan sorumluluk geminin kayıtlı sahibine ait olacaktır. Eğer ISM Şirketi, bir veya daha fazla gemi için ETS ve MRV kapsamındaki yükümlülükleri üstlenmek isterse, bu sorumluluğu üstlendiğine dair, kayıtlı sahibi (Registered Owner – RO) ile yapılmış yazılı bir yetkilendirme anlaşmasını ilgili idari otoriteye sunmalıdır. Bu belge, ISM Şirketi’nin ilgili gemiler adına yasal sorumluluk üstlendiğini açıkça ortaya koymalıdır. Aksi takdirde, böyle bir belgelendirme bulunmadığı durumlarda, yükümlülüklerin yerine getirilmesinden doğrudan geminin kayıtlı sahibi sorumlu kabul edilir. Ancak sistemin uygulanmasındaki bu ve benzeri teknik detaylara dikkat edilmemesi ve özen gösterilmemesi durumunda şirketlerin kendilerini çeşitli ihtilaflar içerisinde bulması olasıdır. 


Şirket Atamaları ve Gemilerdeki Operasyonel Değişiklikler: Yanılgıya Açık Bir Alan


Emisyon Ticaret Sistemi (EU ETS) kapsamındaki düzenlemelerde yükümlülükler gemi bazında değil, deniz taşımacılığı şirketi bazında tanımlanmıştır. Bu nedenle, sistemde atama yapılan varlık bireysel gemiler değil, gemi işletmecisi konumundaki şirketlerdir. Avrupa Komisyonu tarafından yayımlanacak olan tahsis listelerinde yalnızca deniz taşımacılığı şirketleri yer alacak; gemilere ilişkin bireysel bir sınıflandırma veya izleme bu listelerde yer bulmayacaktır.

Bir denizcilik şirketi, faaliyetlerinin merkezi veya tonajının çoğunluğu esas alınarak bir Üye Devlet’e atandığında, bu atama bir sonraki liste güncellemesine kadar geçerliliğini korur. Filoya yeni gemilerin dahil edilmesi ya da mevcut gemilerin başka bir şirkete devredilmesi gibi operasyonel değişiklikler, şirketin Üye Devlet atamasını etkilemez. Bu sistem, istikrarı ve düzenleyici sürekliliği sağlamak amacıyla esnek değil, idari olarak sabit bir yapı üzerine inşa edilmiştir.


Bu bağlamda, şirket birleşmeleri, gemi transferleri veya filo dinamiklerindeki değişikliklerin, kısa vadede yükümlülük devrine yol açmadığını unutmamak gerekir. Dolayısıyla, denizcilik şirketlerinin sadece teknik operasyonlar değil, aynı zamanda AB nezdindeki idari konumlarını da stratejik olarak değerlendirmeleri büyük önem taşımaktadır.


Sadece Denizcilik Şirketleri Değil, Sigorta Şirketleri ve Finansman da Bu Dönüşümün İçinde


2025 yılı itibarıyla yalnızca denizcilik şirketleri değil; sektöre bağlı tüm paydaşlar — özellikle sigorta şirketleri ve finans kuruluşları — çevresel uyum politikalarını gözden geçirmeye başladı. Bu sistemik dönüşüm, denizcilik sektöründe “çevresel performans”ı yeni bir finansal kriter haline getiriyor.


Sigorta Sektörü: Karbon Ayak İzi Artık Bir Risk Göstergesi


P&I kulüpleri ve denizcilik sigortacıları, karbon salımı yüksek gemilere yönelik risk primlerini artırmaya başladı.

  • Yüksek emisyon, artık sadece çevresel değil aynı zamanda finansal bir risk olarak sınıflandırılıyor.

  • Gemilerin enerji verimliliği, poliçe değerlendirmelerinde belirleyici hale geliyor.

  • “Yeşil filo” politikasına sahip armatörler, daha uygun prim oranları ve genişletilmiş teminatlar ile ödüllendiriliyor.


Bu değişiklik, sigorta sektörüyle çalışan armatörlerin artık sadece teknik değil, aynı zamanda çevresel verimlilik raporları da sunmalarını zorunlu kılıyor. Çevresel ihlallerin, örneğin MRV raporlama eksikliklerinin veya ETS uyumsuzluklarının, bazı sigorta kapsamları dışında bırakılması da olası riskler arasında yer alıyor.


Finansman Kaynakları: Yeşil Uyum Olmadan Sermayeye Erişim Zorlaşıyor


Avrupa’daki birçok banka ve uluslararası fon, denizcilik finansmanını yeşil yatırım kriterlerine bağlamış durumda.


  • Karbon yoğunluğu yüksek şirketler, daha yüksek faiz oranlarıyla ya da sınırlı kredi imkanlarıyla karşılaşıyor.

  • “Sustainable shipping”, yatırım değerlendirmelerinde tercih sebebi haline gelmiş durumda.


Bu gelişmeler ışığında, sürdürülebilirlik artık sadece bir “itibar meselesi” değil; sermayeye erişimin ön koşulu haline gelmiş durumda. Finansal kuruluşlar, gemi yatırımlarında karbon riskini tıpkı jeopolitik riskler gibi analiz ediyor ve bu doğrultuda kredi politikalarını şekillendiriyor.


Uyum Sürecine İlişkin Öneriler


AB Emisyon Ticaret Sistemi’nin (EU ETS) deniz taşımacılığına dahil edilmesi, Türk armatörler ve denizcilik şirketleri açısından aynı zamanda hukuki, operasyonel ve finansal düzeyde yeni bir adaptasyon sürecini beraberinde getirmektedir.


1. Sözleşmelerinizi Gözden Geçirin: Risk Paylaşımını Açıkça Belirleyin

Navlun sözleşmeleri, zaman çarter ve çıplak kira gibi kira sözleşmelerinde, emisyon kaynaklı maliyetlerin (örneğin karbon tahsis yükümlülükleri, ceza bedelleri veya ETS ödemeleri) hangi tarafça üstlenileceği açıkça düzenlenmelidir.

  • Taraflar arası belirsizlik, gelecekteki uyuşmazlıkların temelini oluşturabilir.

  • “Green clause” benzeri hükümlerle emisyon azaltımı ve yakıt seçimi gibi konularda tarafların yükümlülükleri netleştirilebilir.

  • Eski sözleşmelerde bu tür maddeler yer almıyorsa, ek protokol (addendum) ile güncelleme yapılabilir.


2. Uyum Planı Hazırlayın: Ölç, Raporla, Azalt

Her bir gemi için ayrı ayrı karbon ayak izini ölçen ve azaltma hedefleri içeren bir uyum planı hazırlanmalıdır. Ayrıca, gemiadamı eğitimi ve teknik ekipman yatırımları gibi hususlar da uzun vadeli planlamaya dahil edilmelidir.


3. Sigorta Poliçenizi Güncelleyin: Yeni Riskler, Yeni Teminatlar

  • Poliçelerdeki çevresel ihlaller, karbon ticareti sorumlulukları, cezalara dayalı giderler gibi risklerin açıkça kapsanıp kapsanmadığı kontrol edilmelidir.

  • Gerekirse, özel çevre teminatları veya “carbon liability coverage” gibi ek sigorta ürünlerine geçilmesi tavsiye edilir.

  • Sigorta broker’ınızla düzenli olarak iletişim kurarak yenilikçi teminat modelleri hakkında bilgi alın.


4. Hukuki ve Operasyonel Danışmanlık Alın

ETS uyum süreci, sadece teknik değil aynı zamanda ciddi bir hukuki risk yönetimi sürecidir.

  • Her şirketin farklı operasyonel profiline ve filo yapısına göre özel bir strateji geliştirmesi gerekir.

  • Yetkili idarelerle iletişim, denetimlerde şeffaflık, cezai yaptırımların yönetimi gibi konular profesyonel destek gerektirir.


Sonuç: Uyum Sağlayan Kazanır


Yeşil dönüşüm artık ertelenebilir değil. Bu süreçte gemi sahipleri, yatırımcılar, lojistik firmaları ve liman işletmecileri için proaktif davranmak, yalnızca cezadan kaçınmak değil, aynı zamanda pazarda rekabet avantajı sağlamak anlamına geliyor. Hukukun bu dönüşümdeki rolü, yalnızca bir düzenleyici değil; aynı zamanda yol gösterici bir pusula işlevi görüyor. Doğru sözleşmeler, güçlü risk yönetimi ve uzman rehberlik sayesinde, Türk denizcilik sektörü bu dalgayı avantaja çevirebilir.






KAYNAKÇA


  1. European Commission. (2024). FAQ – Maritime transport in EU Emissions Trading System (ETS). Retrieved from

    https://climate.ec.europa.eu/eu-action/transport-decarbonisation/reducing-emissions-shipping-sector/faq-maritime-transport-eu-emissions-trading-system-ets_en

  2. European Union. (2023). Directive (EU) 2023/959 of the European Parliament and of the Council of 10 May 2023. Amending Directive 2003/87/EC as regards the EU Emissions Trading System (EU ETS).

    https://eur-lex.europa.eu/eli/dir/2023/959/oj/eng

  3. IMO (International Maritime Organization). (2020). Fourth IMO Greenhouse Gas Study 2020

    https://www.imo.org/en/OurWork/Environment/Pages/Fourth-IMO-Greenhouse-Gas-Study-2020.aspx

  4. DNV. (2023). EU ETS – Emissions Trading System

    https://www.dnv.com/maritime/insights/topics/eu-emissions-trading-system/eu-ets-compliance/

  5. Gard P&I Club. (2021). Gard signs Poseidon Principles for Marine Insurance

    https://gard.no/about-gard/company-news/gard-signs-poseidon-principles-for-marine-insurance/

  6. European Commission. (2025). The Commission adopts two new reports on the implementation of EU ETS in maritime transport

    https://climate.ec.europa.eu/news-your-voice/news/commission-adopts-two-new-reports-implementation-eu-ets-maritime-transport-and-maritime-monitoring-2025-03-19_en

  7. DNV. (2023). Preparing for the EU ETS - next steps

    https://www.dnv.com/news/preparing-for-the-eu-ets-next-steps-250038/

  8. Gard. (2022). The third pillar: a contractual architecture for maritime decarbonisation

    https://gard.no/insights/the-third-pillar-a-contractual-architecture-for-maritime-decarbonisation/

  9. European Commission. (2023). Reducing emissions from the shipping sector

    https://climate.ec.europa.eu/eu-action/transport-decarbonisation/reducing-emissions-shipping-sector_en

  10. IMO. (2020). IMO GHG studies

    https://www.imo.org/en/OurWork/Environment/Pages/IMO-GHG-studies.aspx

  11. T.C. Ticaret Bakanlığı. Deniz Taşımacılığından Kaynaklanan Emisyonların AB ETS'ye Dahil Edilmesi

    https://ticaret.gov.tr/dis-iliskiler/yesil-mutabakat/ab-emisyon-ticaret-sistemi/deniz-tasimaciligindan-kaynaklanan-emisyonlarin-ab-etsye-dahil-edilmesi 

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yorumlar


bottom of page